İnsan beslenerek büyür, çabalayarak gelişir ve temizlenerek sağlıklı kalır. Bu durum insanın tüm yapıları (beden, akıl, kalp) için geçerlidir. İnsanı oluşturan beden akıl ve kalp yapılarının her birinin gıdası, gayreti ve temizliği birbirinden farklı olsa da birbirini güçlü bir şekilde etkilemektedir.
Örneğin bedenimizin gıdası temiz ve sağlıklı olursa aklımızın da sağlıklı olmasına büyük oranda etki eder. Aklın gıdası olan düşüncelerimiz temiz olursa kalbimize ve bedenimize güç verir. Kalbimizin imanı kuvvetli ve niyeti temiz olursa bedenimize ve aklımıza destek olur.
İnsandaki bu üç yön bir bütün halinde onun yaşamını oluşturur. İnsan bazen bu gerçekleri unutup, önemsemeyip gaflete düşer de hayatını zindana çevirir. Günümüzde en çok yaptığımız hata, unuttuğumuz hakikat, ağzından giren haram lokmaların, gözümüzden giren haram görüntülerin düşüncemizi, imanımızı ve neslimizi bozmayacağını zannetmemizdir.
Haksız şekillerde elde ettiğimiz gelirlerle yediğimiz haram lokmalar aklımızdan hikmeti, kalbimizden imanı, hayamızdan iffeti, neslimizden ahlakı aldı götürdü.
Aydınlıktan karanlığa, hakikatten batıla, ahlaktan çirkefliğe, vefadan ihanete doğru yürüyoruz. Sadece kendi hayatımızı değil neslimizin ahlakını da kirletiyoruz.
Bu durumdan kurtuluşun reçetesi, hastalığa sebep olan durumları ortadan kaldırmak ve hastalığın tatlı reçetesini uygulamaktır. Çok kazanma derdinden ve yarışından vazgeçip helal kazanma haline ermek. Haramın hayır getirmeyeceğini sık sık tekrar etmek ve hak etmediğimize el uzatmamak.
Helal olanın az da olsa hayır ve huzur getirdiğini unutmamak. Boğazımıza haram lokma geçmemesine, gözümüzün harama bakmamasına dikkat etmek. Haram mal elde etmişsek tez elden onu ihtiyaç sahiplerine dağıtıp bu yükten kurtulup temizliğin hafifliğini ve huzuru yaşamaya başlamak.
Allah’ın rızasının önüne hiçbir rızayı, O’nun beğenisinin önüne hiçbir beğeniyi geçirmemeye niyet etmek. Namazla ve infakla sürekli bir arınma halinde olmaya çalışmak.
Derdimizin çaresi hepimizin bildiği bu mevzular olsa gerek vesselam.