Demokrasi ile yönetilen bir Ülkede yaşadığımız için kendimizi çok şanslı görmeliyiz.
Bizi yönetenleri seçme hakkımızı kullanabilmek kadar adil bir yönetim şekli tanımıyorum.
Hiç düşündünüz mü?
Bizler, genel ve yerel yönetimlerin başına getirilmesini düşündüğümüz kişileri seçerken, bu kişilerden ne bekleriz ne umut ederiz?
Tabi ki hizmet.
Ama hak ve adaletle yapılan hizmet.
Samimiyetle ve sevgiyle yapılan hizmet.
Bu hizmetlere getirilenler de aldıkları sorumlulukları layıkıyla yerine getirsinler, yeter.
Makamlarında kendilerini üstün görmesinler ve bunu hissettirmesinler, yeter.
Yönetimlere aday olanlar her ne kadar seçilmeden önce bizlere muhtaç olsalar da seçildikten sonra da bizim onlara muhtaç olduğumuzu bilsinler, yeter.
Geçen hafta Hendek Devlet Hastanesine, komşumun kızını götürdüm.
Onun sırasını beklerken, yaşlı bir teyze bastonu elinde önümüzdeki sandalyeye oturdu.
Her halde kulakları iyi duymuyor olacak ki yüksek sesle yanındakilere; "Dahiliyeye sıra var mı acaba?" diye sordu.
Orada oturanlar, "Teyze sen sıra almadın mı?" deyince,
"Ooo uşağım nereden alacağım sıra, bilmiyorum. Dün de geldim. Sıra yok dediler geri döndüm. Bugün de mi sıra yok?"
Güler misin? Ağlar mısın?
Oradakiler anlatıyor ama teyze anlamıyor ki...
Başladı ağlamaya...
"Benim ilaçlarım bitti. İğnem de var. İğne olmazsam komaya girerim. Ne yapacağum ben şimdi"
"Oğlun, kızın yok mu senin?" diye sordu biri.
"Olmaz mı? Beş tane ama biri dağda biri bağda. Ben tek başımayım. Nerden bulacam onları. Yanımda oğlum vardı o da İstanbul a gidiyorum gelecem dedi. 20 gün oldu gelmedi. Bana telefon açıyor, hala gelecem, diyor" dedi teyze kızarak.
Hem ağlıyor hem anlatıyordu.
"İğnem önemli. Şeker var bende. İğne olmazsam evde tek başımayım komaya girerim diye korkuyorum" deyince, baktım teyze konuşuyor ama kimse oralı değil.
Yanımdaki hastanın da sırasına kadar daha 15-20 kişi vardı.
Kalktım, teyzenin yanına gittim.
"Gel teyze, ben sana sıra alacam" deyince teyze, "Sen bana yardım et ne olur uşağum" dedi.
Gittim önce bir tekerlekli sandalye aldım, getirdim Teyzeyi oturttum ve girişteki sıra verilen yere geldik.
Oradaki görevlilere durumu anlattım.
Kendilerinin birşey yapamayacağını, baş hekime çıkmam gerektiğini söylediler.
Aldım teyzeyi asansörle baş hekimin katına çıktık.
Baş Hekim Sedat Bey'in sekreterine durumu anlattım.
"Sedat Bey in şu an odasında biri var ama merak etmeyin bu teyzenin ilaçlarını biz yazarız. Biraz bekleyin" denilince sevindim.
Teyze ise sevincinden dualar etmeye başladı.
İki dakika sonra Sedat Bey odasından çıktı. Sekreteri durumumuzu anlattı.
İşte asıl önemli nokta buydu...
Sedat Bey, teyzenin yanaklarını severek, "Sen merak etme. Ben senin ilaçlarını yazacam. Biz burada ne işe yarıyoruz. Sizin için varız" deyince teyzenin yüzündeki mutlu ifadeyi görmenizi isterdim.
Hay Allah cc razı olsun.
İlaçları yazdılar.
İlgisinden ve gösterdiği sevgisinden dolayı Hendek Devlet Hastanesi Baş Hekimi Sedat Bey'e çok teşekkür ederim.
Teyzeye, evine bırakabileceğimi ama önce hastamın yanına girmemiz gerektiğini söyledim.
Aldım teyzeyi alt kata indik ve onunla ilk tanıştığımız yere geldik.
Hastamın da işi bitmişti.
Teyze de bizi beklerken, oradakilere "Sedat bey benim ilaçlarımı yazdı biliyor musunuz? Bi de beni tanıdı, bi de beni sevdi. Sen gel, ilaçlarını ben yine yazarım, dedi bana" diye anlatıp anlatıp durdu.
"Hadi gidiyoruz. Burada işimiz bitti" derken bana da dönerek teyze, "Sedat bey beni sevdi. Sen de gördün dime" dedi.
Gülümsedim.
Onun o mutlu hali herşeye değer.
Başka ne bekleriz ki biz sizlerden?
Bir çok vatandaşımız, hakkı olduğu halde haklarından habersiz.
Bir çok vatandaşımız, derdini anlatamamanın çaresizliği içinde.
Bir çok vatandaşımız, yol iz bilmediğinden yardım beklemekte.
Devletimizin gücünü ve şevkatini sizlerde görmek, sizlerle hissetmek istiyoruz.
İşte talip olduğunuz görevleri talep ederken bizlere verdiğiniz sözleri ve gösterdiğiniz samimi davranışların aynısını görevlerinize geldiğinizde de bekliyoruz.
Çünkü, bizler sizin gözlerinizin içine bakıyoruz...
Allah'a emanet olun.
Bizi yönetenleri seçme hakkımızı kullanabilmek kadar adil bir yönetim şekli tanımıyorum.
Hiç düşündünüz mü?
Bizler, genel ve yerel yönetimlerin başına getirilmesini düşündüğümüz kişileri seçerken, bu kişilerden ne bekleriz ne umut ederiz?
Tabi ki hizmet.
Ama hak ve adaletle yapılan hizmet.
Samimiyetle ve sevgiyle yapılan hizmet.
Bu hizmetlere getirilenler de aldıkları sorumlulukları layıkıyla yerine getirsinler, yeter.
Makamlarında kendilerini üstün görmesinler ve bunu hissettirmesinler, yeter.
Yönetimlere aday olanlar her ne kadar seçilmeden önce bizlere muhtaç olsalar da seçildikten sonra da bizim onlara muhtaç olduğumuzu bilsinler, yeter.
Geçen hafta Hendek Devlet Hastanesine, komşumun kızını götürdüm.
Onun sırasını beklerken, yaşlı bir teyze bastonu elinde önümüzdeki sandalyeye oturdu.
Her halde kulakları iyi duymuyor olacak ki yüksek sesle yanındakilere; "Dahiliyeye sıra var mı acaba?" diye sordu.
Orada oturanlar, "Teyze sen sıra almadın mı?" deyince,
"Ooo uşağım nereden alacağım sıra, bilmiyorum. Dün de geldim. Sıra yok dediler geri döndüm. Bugün de mi sıra yok?"
Güler misin? Ağlar mısın?
Oradakiler anlatıyor ama teyze anlamıyor ki...
Başladı ağlamaya...
"Benim ilaçlarım bitti. İğnem de var. İğne olmazsam komaya girerim. Ne yapacağum ben şimdi"
"Oğlun, kızın yok mu senin?" diye sordu biri.
"Olmaz mı? Beş tane ama biri dağda biri bağda. Ben tek başımayım. Nerden bulacam onları. Yanımda oğlum vardı o da İstanbul a gidiyorum gelecem dedi. 20 gün oldu gelmedi. Bana telefon açıyor, hala gelecem, diyor" dedi teyze kızarak.
Hem ağlıyor hem anlatıyordu.
"İğnem önemli. Şeker var bende. İğne olmazsam evde tek başımayım komaya girerim diye korkuyorum" deyince, baktım teyze konuşuyor ama kimse oralı değil.
Yanımdaki hastanın da sırasına kadar daha 15-20 kişi vardı.
Kalktım, teyzenin yanına gittim.
"Gel teyze, ben sana sıra alacam" deyince teyze, "Sen bana yardım et ne olur uşağum" dedi.
Gittim önce bir tekerlekli sandalye aldım, getirdim Teyzeyi oturttum ve girişteki sıra verilen yere geldik.
Oradaki görevlilere durumu anlattım.
Kendilerinin birşey yapamayacağını, baş hekime çıkmam gerektiğini söylediler.
Aldım teyzeyi asansörle baş hekimin katına çıktık.
Baş Hekim Sedat Bey'in sekreterine durumu anlattım.
"Sedat Bey in şu an odasında biri var ama merak etmeyin bu teyzenin ilaçlarını biz yazarız. Biraz bekleyin" denilince sevindim.
Teyze ise sevincinden dualar etmeye başladı.
İki dakika sonra Sedat Bey odasından çıktı. Sekreteri durumumuzu anlattı.
İşte asıl önemli nokta buydu...
Sedat Bey, teyzenin yanaklarını severek, "Sen merak etme. Ben senin ilaçlarını yazacam. Biz burada ne işe yarıyoruz. Sizin için varız" deyince teyzenin yüzündeki mutlu ifadeyi görmenizi isterdim.
Hay Allah cc razı olsun.
İlaçları yazdılar.
İlgisinden ve gösterdiği sevgisinden dolayı Hendek Devlet Hastanesi Baş Hekimi Sedat Bey'e çok teşekkür ederim.
Teyzeye, evine bırakabileceğimi ama önce hastamın yanına girmemiz gerektiğini söyledim.
Aldım teyzeyi alt kata indik ve onunla ilk tanıştığımız yere geldik.
Hastamın da işi bitmişti.
Teyze de bizi beklerken, oradakilere "Sedat bey benim ilaçlarımı yazdı biliyor musunuz? Bi de beni tanıdı, bi de beni sevdi. Sen gel, ilaçlarını ben yine yazarım, dedi bana" diye anlatıp anlatıp durdu.
"Hadi gidiyoruz. Burada işimiz bitti" derken bana da dönerek teyze, "Sedat bey beni sevdi. Sen de gördün dime" dedi.
Gülümsedim.
Onun o mutlu hali herşeye değer.
Başka ne bekleriz ki biz sizlerden?
Bir çok vatandaşımız, hakkı olduğu halde haklarından habersiz.
Bir çok vatandaşımız, derdini anlatamamanın çaresizliği içinde.
Bir çok vatandaşımız, yol iz bilmediğinden yardım beklemekte.
Devletimizin gücünü ve şevkatini sizlerde görmek, sizlerle hissetmek istiyoruz.
İşte talip olduğunuz görevleri talep ederken bizlere verdiğiniz sözleri ve gösterdiğiniz samimi davranışların aynısını görevlerinize geldiğinizde de bekliyoruz.
Çünkü, bizler sizin gözlerinizin içine bakıyoruz...
Allah'a emanet olun.