Ya hep, ya hiç...

Kişileri, grupları veya kurumları değerlendirirken ölçüsüz ve bir aşırılık ile hareket ediliyor düşüncesindeyim.

Sevdiğimiz biri ise sadece iyi yönlerini abartarak dillendiriyoruz, sevmediğimiz biri ise sadece kötü yönlerini abartarak dillendiriyoruz. Bunu yaparken iftira boyutuna taşıdığımız gibi tam tersi olan kutsama boyutuna da çıkıyoruz.

Peki nasıl olmalı, bu işin bir ölçüsü olmalı değil mi? Acizane benim kanaatim şudur; bir kişiyi, grubu veya kurumu değerlendireceksek artılarına bakmalı, eksilerine bakmalı bir kar zarar hesabı yapmalı. Eğer yararı zarından çok ise bu insanla arkadaşlık edilir, bu grup desteklenir, bu grupla beraber hareket edilebilinir. Eğer zararı yararından fazla ise o kişiden veya gruptan uzak durulur destek verilmez.


Eğer biz onun şu iyi tarafı var ama şöyle de bir kusuru diyerek insanlardan, gruplardan uzak durursak hiç kimse ile arkadaşlık edemeyiz, hiçbir yapıyı kabullenemeyiz. Hani bir atasözü vardır; Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.


Ama şunu  da yapmamalıyız; şu kişi olmazsa biz mahvolduk, şu grup olmazsa biz biteriz, şu kurum olmazsa bizim hiçbir gücümüz olmaz. Bu tür düşünceler zayıf karakterli, asalak olarak geçinen, kendini gerçekleştiremeyen, sorumluluk almayan, doğruyu anlamaya ve düşünmeye gayret etmeyen kişilerdir.


Bir kere şunu unutmamak gerekir ki Allah’tan gayrı hiç kimse mükemmel, kusursuz ve vazgeçilmez ve olmazsa olmaz değildir.

 

YORUM EKLE

banner83

banner184