Yaşadığımız zaman diliminde bir çok toplumsal, ekonomik, siyasi ve dini sorunlar yaşıyoruz. Bu ve benzeri sorunlar günümüzde yaşandığı gibi geçmişte de yaşandı ve gelecekte de yaşanacaktır.
Bu sorunlara yaklaşım tarzımız sorunu ya tam çözecek ya da üstünü örterek sorunun yaşamasını devam ettirecektir.

Birincisi, soruna acelecilikle yaklaşıp, kaynağına inmeden, sorunu görünürde ortadan kaldırmaktır. Bu yaklaşım sorunun sonuçları ile ilgilenir ve sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapar. Bu yaklaşım hiçbir zaman sorunu tam olarak çözmeyeceği gibi, sorunu kronik (sürekli ) hale getirerek başka sorunlara sebep olur. Örneğin bugün yaşanan bir çok siyasi, dini ve toplumsal kavganın-tartışmanın kaynağı uzak veya yakın geçmişe dayanır. Bu sorunlar o dönemde tam olarak çözülmediği için bugünlere gelmiştir.

İkincisi ise, bir sorunla karşılaşınca, sorunun kaynağını araştıran, sebeplerini inceleyen ve ona göre bir çözüm üreten yaklaşımdır. Bu yaklaşımda sorunun kaynağı tam anlaşılmadıkça çözüme gidilmez, acelecilik yoktur,ciddi bir emek ve çalışma vardır. Araştırmalar yapılır, bilgi toplanır, konunun uzmanları ile istişare yapılır ,sorunun kaynağı bulunur ve ona göre uygun bir çözüm ortaya konur. Böylece sorun orada çözülür, geleceğe taşınmamış, başka sorunlara sebep olmamış ve kronik hale gelmemiş olur.

Yani bataklığı kurutmak gerek yoksa sivrisinekleri öldürmek bataklık var olduğu sürece bir işe yaramayacaktır.

Ne diyorsunuz?  Haksız mıyım?