Çocukluğumun en güzelini ve gençliğimin en özelini yaşadığım yer Hendek.
Dereboğazında ananem ve dedemin evi, mahmutbey mahallesinde babaannemin ve büyükbabamın evi...
Bir başka güzellikte yaşadık bizler o zamanlar çocukluk ve gençlik günlerimizi.
Bugünkü günümüze baktığımda o günlerden hiç eser kalmadığını gördükçe üzülüyorum.
Neydi değişen?
Kimlerdi değiştiren?
Kapılarımıza bile sadece tül takardık, sinekler içeri girmesin diye.
"Huu..." deyip girilirdi evlere.
Dedemlerin kapı kilidi bile yoktu.
Korkusuz ve güvenli yatardık geceleri...
Çünkü aslında kötülük yoktu.
Etrafımızdakiler değiştikçe biz de değiştik.
Kapımıza zil, bahçe girişine bile kilit taktık.
Büyüklerimiz akşamları Hayrinin Yerine, Şelale bahçesine gitmek istediğimizde mahallemizin erkek çocuklarına emanet ederdi kızlarını.
Şimdi etrafımdaki gençlere bakıyorum, çocukluklarını bildiğimi, ailelerini tanıdığı halde en ufak bir güven hissetmiyorum.
Pek çoğunda ya alkol ya madde bağımlılığı...
Müthiş bir ahlak yokluğu...
Mahallemizin gençlerini derleyip toplamak adına bir Gençlik Spor Klübü kuralım teklifinde bulununca, kendisi din görevlisi olan komşum "bu ne ya? Toptan başka bir şey düşünülmüyor. Camiye, namaza, sohbete teşvik edeceğinize futbol futbol..." diye bir çıkış atınca,
"Hoca buradaki gençler orada burada serseri serseri ortalıkta dolaşıyorlar. Bunları forma verip bir çatı altında toplarsak gelirler, sen de çok istiyorsan gel antrenman arası sohbetini ver. Bu zamana kadar camiye sohbete getiremediysen biz tutup bu çocukları sana getiremeyiz ama bir araya toplarız, sen de işini yaparsın" deyince hoca çaresiz sustu.
Bir de en kızdığım söz,
"Sana ne? Anası var babası var"
Yahu ben de biliyorum anasının babasının olduğunu da herkes ana baba olamıyor malesef.
Benim için önemli olan mahallemizin çocuğu olması...
Biz sahip çıkmazsak yarın bir gün bu zarar bize de uğrayacak.
Çocukken mahallemizin büyüklerinden korkardık. Yanlış yaparsak bize bağırırlardı. Hiç "sana ne, bana ne" deyip oturmadılar.
Etrafımızdakilerle ve çevremizde olup bitenlerle ilgilenmediğimiz takdirde istemediğimiz ot burnumuzda biter.Sonraki ahlar, vahlar da işe yaramaz.
Çaresiz değiştik.
Değişti Hendek in çocukları ve gençleri.
Eski çocukluklar geçti gitti.
Meydan Hendek'in yeni çocuklarına kaldı.
Bizlere bu çocuklara sahip çıkmak için mücadele etmek düşer.
Bizlere bu çocuklar için çok çalışmak ve çok çabalamak düşer.
Allah a emanet olun...