Yarıyıl tatilinde köyümüzdeki evin alt katındaki ardiyeyi temizledim.
Ardiyede her çeşitten birçok malzeme bulunuyordu. Temizlik yapmadan önce tam bir aydınlatma sağladım. Sonra bir köşeden başlayarak her şeyi tek tek bulunduğu yerden kaldırdım, dolapların raflarını, köşe bucak her yeri yokladım. Önceleri işe yarar diye bırakılan bir çok malzemenin şimdi atıl durumuna geldiğini, bazı malzemelerin bozulup-çürüyüp-zamanı geçip etrafa kötü kokular yaydığını, dolapların tozlandığını, mekânın kirlendiğini gördüm.
Atılacak eşyaları attım, dolapları temizledim, ortamı süpürdüm, malzemeleri daha kullanışlı bir şekilde raflara yerleştirdim.
Peki, bunu size neden anlatıyorum diye sorarsanız.
Temizliği yaptıktan sonraki düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim. Aynı bizim iç dünyamızda bu ardiyenin temizlendiği gibi temizlenmeye ihtiyacı var. Çünkü iç dünyamızı oluşturan duygu, düşünce ve inançların büyük bir kısmı çocuklukta oluşturulmuştur, diğer bir kısmı da hayatımızın devam eden sürecinde. Fakat eski ya da yeni içimizdekilerin birçoğunun artık zamanı geçmiştir, birçoğu kokmuştur, çürümüştür.
Fakat biz bunlarla beraber yaşamaya alıştığımız için farkında değiliz. Hatta bunları sorgulamaya, temizlemeye bile korkuyoruz. Ama eğer mutlu, huzurlu, düzenli, temiz bir iç yapısı istiyorsak ardiye temizliğinden daha sık olarak içimizi temizlemeli, bozulanı kokuşanı atmalı, temizini doğrusunu, işe yarayanı rafa koymalıyız.
Neden bu iç temizliği üzerinde bu kadar çok duruyorsun derseniz; orası temizlenmeden hiçbir şey düzelmez, kendimden biliyorum.
Her halde şu hadisin tam sırası geldi: Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: İnsanda bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücut düzelir, o bozulursa bütün vücut bozulur. İyi bilin ki o parçası kalptir. (Buhari, İman;39—Müslim Musakat;107)
Ardiye Temizliğinden Öğrendiklerim...
- 19 Şubat 2014, 09:59
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi