Türk Yolu’nun Aydınlığında ‘’Halit Molla’’

Hendek’te düzenlenen Halit Molla konferansına yoğun ilgi.

Türk Yolu’nun Aydınlığında ‘’Halit Molla’’

Hendek Ticaret merkezinde Hendek kaymakamlığı, Hendek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Hendek Anadolu İmam Hatip Lisesi Türk Yolunun aydınlığında ‘’Halit Molla’’ konulu konferans düzenledi.

Hendek Ticaret merkezindeki Konferansa konuşmacı olarak Sakarya üniversitesi eğitim fakültesi Türkçe ve sosyal bilimler eğitimi bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Özdemir katıldı.

Konferansa Hendek İlçe Milli eğitim müdürü Murat Çekiçcioğlu, Hendek Milli eğitim şube Müdürü Osman Yılkın, Hendek Anadolu İmam hatip lise Müdürü İsmail Alçorba, Okul müdürleri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasından sonra Hafız Yunus Emre Pektemek tarafından Milli mücadele kahramanları ve aziz şehitlerimiz için Kur-an kerim okudu.

Dr.Öğr.üyesi Mehmet Özdemir Türk Yolunun aydınlığında ‘’Halit Molla’’nın hayatını anlattı

Halit Molla Adım Adım Zafere Doğru

Mondros Mütarekesine kadar Bağdat’taki 6.Ordu’da İnzibat memuru olarak çalışır. 30 EKİM 1918’de Mondros Mütarekesi sonrasında Musul’dan tezkere alarak, muhtemelen Rumî takvime göre 1918 Ocak / Şubat aylarında [1919 yılı başlarında!!!] köyüne döner.

Önemli bir gelişme olarak 13 Kasım 1918’de İtilâf devletlerinin Donanması İstanbul boğazına demir atmıştır. Bu gelişme ile aslında İstanbul da resmen işgal edilmiş…

Halit Molla hatıralarında bu durumu, köyüne döndükten iki ay sonra 1919 yılı başlarında (Mart – Nisan 1919 Olabilir) “iki defa soyguna uğradık” (Türk Yolu, S.717, s.3)   diyerek ifade eder. Bu arada İngilizler Kandıra’yı işgal etmişlerdir. Köyünden iki arkadaşı olan Ahmet Oğlu Abdullah ve Mustafa oğlu Halit ile birlikte Kandıra’ya gitmek üzere yola çıkan Halit Molla, Balcı köyü yakınlarında “Tekneci Rumları”nın kurdukları bir çete tarafından yakalanıp esir edilirler. İzmit’e doğru götürülürlerken Ütük köyü civarında Kandıra milisleri (Balcı’dan İbrahim Pehlivan tarafından) tarafından kurtarılırlar.

Bu durum Halit Molla’nın hayatında bir dönüm noktasını oluşturur. Sıraköyü’ne döndükten sonra artık teşkilatlanmak gerektiğine karar veren Halit Molla, önce kendisine bir mavzer silahı, büyük biraderi Ali Oğlu Aşır Ali’ye bir kırma silahı, küçük kardeşi Ali Oğlu Zekeriya’ya da bir Alman silahı tedarik eder ( Türk Yolu, S.719, s.3).

Bu ilk adımdan sonra teşkilat günden güne büyümeye başlar. Kısa zamanda sayı 20’yi geçmiştir. Ancak bu arada olumsuz bir gelişme de olur. Onların teşkilatlandığını duyan Rum ve diğer ayrılıkçı/işbirlikçi yerli çeteler 150 kişi ile Kızılcaali Divanı’ndaki on köyü basarlar. Elindeki az bir güç ile bunlara karşı koymayı uygun bulmayan Halit Molla, Karasu’ya bağlı Sinanoğlu köyünde bulunan Millî Teşkilata memur Lazistan sâbık mebusu Necati Bey’den yardım ister ve 20 kişilik silahlı asker desteği alır. Artık sayıları 40’a ulaşmıştır. Bu arada 1336 senesi Eylül’ünde (Eylül 1920) Yunanlılar önce İzmit’i ardından Kandıra’yı işgal ederler.

İLK BAŞARI-ZAFER: Rum çetesinin seksen kişisinin Sakarya boğazına gittiğini, kalanların da Hocaoğlu ve Lazlar köylerinde olduklarını öğrenirler. Halit Molla da kuvvetlerini Abisi Aşır Ali ile birlikte yirmi yirmi bölerler. Çete ilk başarılı İmtihanını burada verir ve hainler “Allah’ın inayeti ile” imha edilerek her iki köy de işgalden kurtarılır. Bu başarı tabi ki halk arasında iyi bir tesir bırakır ve teşkilata destek artar, sayıları 80’e ulaşır.

ikinci başarı: 3 Ocak 1920 gecesi Doğancı köyünde hem dinlenirler hem de toplantı yaparlar. Toplantı esnasında Sakarya boğazına doğru giden 80 kişilik çetenin Seyifler köyüne geldiklerini öğrenirler. Hemen hazırlık yapıp 4 Ocak 1920 sabaha karşıSeyifler köyünü kuşatırlar. Çatışma çok çetin geçer. Çetenin büyük bir kısmı imha edilir bir kısmı Sakarya nehrinde boğulur. On saat süren çatışmanın sonunda zafer kazanılır, çetenin silah ve cephaneleri tamamen ele geçirilir. Ancak Halit Molla’nın abisi Aşır Ali çatışmada ağır yaralanır ve 35 yaşında şehit olur.

Bu zaferin ardından Halit Molla, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini teşkil etmek üzere Hoca Köyünden İsmail Efendi, Turnalı’dan Sait Molla, Pirceler köyünden Arif Ağa, ŞehTımarından Hafız Mehmet, Taşoluk’tan Nazmi Efendi’yi Ömer Ağa Köyüne çağırır. Yapılan toplantı sonucunda Kızılcaali Divanı, Ömerağa köyünde İsmail Efendi’nin Reisliğinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulur

Silah intikali için Kefken ve Sakarya boğazına emniyetli ikişer arkadaş bırakırlar… Kayıkçıların getireceği silâh ve cephaneyi Teşkilata ulaştırmak amacıyla…

İlk Başarısızlık: Akyazı’da bulunan Müretteb/Düzenli Ordu Komutanı Nazım Bey’in emri ile İpsiz Recep’in çetesinin de desteği ve işbirliğini sağlayan Halit Molla, birlikte düşmanı Kandıra’dan dışarı çıkarmak üzere anlaşırlar. Şubat 1920’de baskın gerçekleştirilir. Ancak bunu haber alan düşman İzmit’ten destek aldığından beş şehit verilmesine rağmen baskın başarılı olamaz. Ve bu başarısızlığın bedeli de ağır olur. Düşman Kandıra baskının ardından Şeyhler nahiyesinde, nahiye merkezini, Hoca Köyünü ve Kızılcaali Ahmetler, Hatıplar, Sıraköy ve Ömerağa köylerini tamamen yakar… Söğütlü’ye çekilen Halit Molla, Lazlar’a yerleşen Yunanlılara bir baskın düzenleyerek Kandıra’ya çekilmelerini sağlar.

26 Mart 1921’de Adapazarı da 11.Yunan Tümeni tarafından işgal edilir. Aslında Adapazarı’nın işgali Yunan Ordusunun 23 Mart 1921 tarihinde başlattığı genel taarruz ile ilgili bir gelişmedir. Çünkü 1.İnönü Muharebesini kaybeden Yunanlılar, Müttefiklerinin gözünde bir güven kaybına uğramıştır. 23 Mart taarruzu bu güveni yeniden kazanma amacı taşıyordu.

Köylerinin yanmasının ardından Adapazarı’nın da işgali, Hoca Köyünde, Kızılcaali köylerinde yaşayan her herkesin ve özellikle de kurulan Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin moralini bozar. Çünkü destek ve yardım yolları kesilmiştir. Ancak tam bu zor zamanda Akyazı’da bulunan Düzenli Ordu Kumandanı Nazım Bey, Yaveri Yüzbaşı Osman Bey’i Halit Molla’ya göndererek desteğini ve güvenini bildirmiş onlara moral kazandırmıştır. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, düzenli ordu ile işbirliği halinde olan Halit Molla’nın da silahlı gücü 200’e ulaşmıştır.

5 Mart 1921’de düşmanla “Araman beleninde” ansızın karşılaşırlar. Dört saat süren çatışma sonucunda düşman on kayıp vererek Akmeşe’ye çekilir. Ertesi gün, yani 6 Mart 1921’de Akmeşe’ye bağlı Camili Köy ve Nasuhlar’da düşmanla ikinci bir çatışma yapılır. 7 Mart 1921’de de çatışma devam eder ve artık düşmanın zayiatı artmaya başlamıştır. Düşmanın 20 maktulüne karşılık Halit Molla’nın çetesi ise bir yaralı ve bir şehit vermiştir. Bu başarının vermiş olduğu moral ile Karadere’deki Yunan kuvvetlerine de bir baskın düzenlenerek Yunan kuvvetleri oradan çıkarılır, çetelerin gasp ettikleri hayvanlar sahiplerine teslim edilir.

20 Mart 1921’de Ferizli’de bulunan Yunan kuvvetlerine de bir baskın düzenlenir. Ardından bu kuvvetlerin21 Mart’ta, Seyifler’i işgal çabası da yerinde bir müdahale ile önlenir ve düşman iki nefer, bir subay kayıp vererek Ferizli’ye geri dönmek zorunda bırakılır.

Halit Molla, 25 Mart 1921 tarihinde Karasu İncilli’de bulunan akıncı kolları kumandanı Sabık Lazistan Mebusu Mehmet Necati Bey’in çağırısı üzerine Kaymaslı Halit Pehlivan ve Beşdivanlı Rıza Bey ile beraber İncilli’ye gidip görüşürler. Fakat bu görüşme esnasında silah ve top sesleri duyulur çünkü Yunanlılar Papas Köprüsünü geçerek Seyifler, Teberik, Tokat, Çiftlik köylerini yakarak Ağacığa doğru harekete geçmiştir. Halit Molla görüşmeleri keserek hemen arkadaşlarının yanına gelir ve Yunanlılar gene çekilmek zorunda kalırlar.

30 Mart 1921’de beklenmedik bir gelişme olur. Adapazarı ve Kandıra’da bulunan Yunan kuvvetleri birleşerek Seyifler köyünde karargâh kurarlar. Bunun üzerine Nazım Bey söz verdiği desteği, Yüzbaşı Hüseyin Beyin emrindeki yüz elli kişilik bir kuvveti göndererek yerine getirir (Türk Yolu, S.727, s.3). Yüzbaşı Hüseyin Bey ve Halit Molla güçlerini birleştirerek Seyifler’de karargah kuran Yunan Kuvvetlerine baskın yaparlar. Baskın sonucunda bizim bir şehidimize karşılık düşman, kumandanları ile birlikte elli kayıp vererek ve Papaz köprüsünü yakarak Ferizli’ye geri çekilir…

Bir müddet sonra Yunanlılar 6 Nisan 1921 sabahı ansızın Sıraköyü’nü kuşatırlar. O sırada yirmi arkadaşı ile birlikte Şeyhlerin Turnalı köyünde bulunan Halit Molla hızla köyüne döner. Karşı saldırı ile düşman kuvvetlerini tekrar Ferizli’ye çekilmek zorunda bırakır.

Bundan sonra artık hedef Kandıra’daki düşman kuvvetleridir. Bunu hisseden Yunan Kuvvetleri Kandıra’dan bir gece ansızın İzmit’e geri çekilirler. Nazım Bey’den aldığı emir üzerine emniyeti sağlamak üzere Halit Molla Kandıra’ya gelir. Halit Molla, kendinden önce Kandıra’ya gelen İpsiz Recep çetesinin Kandıra’yı yağmalamasını engeller. Fakat iki gün sonra düşman İzmit’ten ansızın gelerek Kandıra’yı yeniden işgal eder. Ancak karşı hazırlıkları gören Yunan kuvvetleri üç gün sonra yeniden İzmit’e çekilirler ve bu çekiliş onların Kandıra’dan son çekilişleri olur.

Kandıra tarafında artık düşman kalmadığı için bütün güçler Ferizli üzerine yöneltilir. 1921 Haziran’ının başlarında Ferizli ile Söğütlü arasında Yunan kuvvetleri ile başlayan çatışmalar sonunda elde edilen başarılar Yunan kuvvetlerinin Adapazarı’na doğru çekilmeleri ile sonuçlanır… Halit Molla’nın asker arkadaşı Limandere’li Abaza Rasim bilgi ulaştırır.

Sonuçta “Yavaş Suyu” üzerindeki köprüyü temizleyen Halit Molla, 250 kişilik kuvveti ile Ferizli’yi de düşmandan temizledikten sonra Adapazarı’na doğru hareket ettiğini, bir raporla Akyazı’da bulunan Mürettep Kolordu Kumandanı, sonradan Milletvekili de olan Kazım Beye (General Kazım Özalp) ulaştırmıştır

Yanındaki kuvvetleri ile Akarca’yı geçip Göktepe üzerinden “Cingan Tepe” yakınlarına gelen Halit Molla, yollarda hiç kimseye rastlamamıştır. Çünkü herkes kaçmıştır. Fakat “CinganTepe”de ansızın bir grup Yunan askeri ile karşılaşıp çatışırlar.

İkindiden akşam vaktine kadar süren bu çatışma esnasında kâtibi Kandıra’da dava vekili “Bay Seyit’in” atı vurulur ancak kendisine bir şey olmaz. Balcılardan Ali Çavuşun da atı hafif yara almıştır. Bunların dışında bir kayıpları olmamıştır… Gece Alaturka 1’de Cingan Tepe’yi işgal ederler.

Adapazarında büyük bir yangının başladığını görürler… Dağdibi’nden Tekeler köyünü geçerek 21 Haziran 1921 Alaturka saat üçte Adapazarı’na giren Halit Molla, halktan hiç kimseyi göremez. Çünkü halkın bir kısmı İran Elçiliğine sığınmış bir kısmı da tarlalara saklanmıştır. Hemen arkadaşlarını minarelere çıkartarak Ezan ve salâlar okutur. Aslında bu durum Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun bir işaretidir. Çünkü Yunanlıların Adapazarı’nı işgal ettikten sonra yaptıkları ilk icraat ezan okunmasını yasaklamak olmuştur. Ezan ve salâların okunduğunu gören halk yavaş yavaş şehrin meydanında toplanmaya başlar.

Şark tarafındaki köprü yakılmıştır. Onu söndürürler… 22 Haziran 1921’de, sabah erkenden Serdivan işgalden kurtarılır. Düşman kaçarak gitmiştir.

Adapazarı ve civarındaki Çerkez köylerinde silah toplaması yapan Halit Molla, Adapazarı’nın kurtarılması üzerine köyüne döner.

Fakat Sıraköyü’nde ancak iki gün istirahat edebilen Halit Molla, Mürettep Kolordu Kumandanı Kazım Özalp Bey’den aldığı emir üzerine [24-25 Haziran 1921 olmalı] hemen İzmit cephesine gider. 300 kişilik mevcuda sahip gücüyle Akmeşe - Dur Hasan köyü mezarlığına karargâh kurar. Aynı gün diğer kol kumandanları Halit Pehlivan ve Rıza Beyle de görüşür. [Muhtemelen 27 Haziran 1921] Fakat gece gene İzmit’te yangın çıktığını görürler. Bu aynı zamanda düşmanın çekildiğine de işaret olmuştur.

Gerçekten sabah, [28 Haziran 1921] İzmit’e doğru hareket ettiklerinde düşmanların vapurlarla İzmit’ten ayrıldığını, eski arkadaşı Yordamoğlu Ziya’dan öğrenir. Saray bağçesine çıkan Halit Molla, oradan düşmanın son vapurunun hareket etmiş olduğunu da görür ve bundan büyük bir sevinç duyduğunu hatıralarında dile getirir…

Halit Molla bu başarının ardından da “yangın harabesi olan köyüne” tekrar döner. Fakat ancak bir hafta kalabilir. Çünkü, Halit Molla, Mürettep Kolordu kumandanı Kâzım Özalp’dan aldığı emir üzerine tekrar dört yüz mevcudu ile Mekece’ye giderek Kolordu emrine girer. Bir hafta dinlendikten sonra Avdan cephesinde gösterilir ve bu mıntıkayı düşmandan temizleyerek teslim alır. Bu başarısının ardından, Avdan’da bulunduğu sırada kendisine “Kandıra Millî Zafer Tabur Kumandanı” nâmı verilir. Dört ay boyunca altı yüz kişilik kuvvetiyle düşmanla mücadele ederler. Sonuçta Kara köydeki düşman kuvvetlerine ani bir baskın yaparak, Kurt köyünde elli kişilik bir düşman müfrezesini imha ederler.

Artık Halit Molla’nın oradaki görevi de sona ermiştir. 15 Ocak 1921’de görevini 18 inci fırka kumandanı Emin Bey’e teslim edip (Deli) Halit Paşa’dan tezkeresini alır. [Halit Karsıalan veya Deli Halit Paşa] İhtiyaç duyulduğunda tekrar vatan hizmetine koşmak üzere kıt’asından ayrılıp çiftçilik yapmak üzere köyüne döner.

 

Güncelleme Tarihi: 25 Ekim 2023, 11:14
YORUM EKLE
YORUMLAR
İbrahim kahraman
İbrahim kahraman - 1 yıl Önce

Yakın tarihimizin acılarını iyi bilip devletin dirliği,milletin birliğinin herşeyden önce olduğunu unutmamamız lazım

Ömer Emecan
Ömer Emecan - 1 yıl Önce

Baştan sona hepsini okudum. Emeği geçen ve organizasyonu düzenleyen herkese sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum.

Adsız
Adsız - 1 yıl Önce

Milli mücadele şehit ve gazilerine saygı sevgi ile yaklaşıyor ve hepsine Allahtan rahmet diliyorum ve belirtiyorum ki Atatürk isminin hiç geçmemesi asıl kurtuluşun sizden kurtulduğumuzda gerçekleşeceğinin bir kanıtı

Muzaffer ŞENER
Muzaffer ŞENER - 1 yıl Önce

Milli mücadele kahramanlarımızın hepisinden Rabb'im razı olsun...Ruhları şad,mekanları cennet olsun...İnşAllah bu günlere nasıl gelindiğinin farkında oluruz...Emanetlerine sahip çıkarız...

Ali Kahraman
Ali Kahraman - 1 yıl Önce

Vatan topraklarının savunulmasında düşman kuvvetleri ile çarpışan, canını, Kanını feda eden, Mukatdesatını koruyan kahraman TÜRK evlatlarını Şükranla yâdediyoruz. Mekanları cennet, Emekleri ve Emanetlerinin sonsuza kadar daim olsun.

Yaşar Dursun
Yaşar Dursun - 1 ay Önce

İpsiz recep kandiraya halit molla dan önce girdi kandirayi yağmaliyacakti ancak daha sonra halit molla ipsiz recebi engelledi cümlesi sevhen yazılmadiysa bu görüşü ortaya atan çok büyük bir hata işlemiştir haindir istiklal savaşına kara bir leke çalıyor diyeceğimde şimdilik öyle demiyeyim beyefendi eğer iddaniz gerçek olsa halit molla gelene kadar ipsiz recep yağmalamayi zaten yapmış olurdu bu istiklal savaşının bir kahramanı ipsiz recebe nasıl bir merhametsizce iftiradır nifak tohumu atmadan bir olayı anlatamazmisiniz şunuda yazayım Türk istiklal savaşı kahramanları ipsiz recep ve halit molla nin krmiklerini sizlatmayin Yüce Allah a bu fitnenizin hesabını veremezsiniz

SIRADAKİ HABER

banner83

banner184