Araç kullanmayı, odun kesmeyi, çivi çakmayı, balta, keser, testere gibi aletleri kullanmayı sanki sadece erkeklerin yapacağını düşünenlerin, tüm bu işleri yapan kadınlara da taktıkları bir sözdür "erkek Fatma".
Kadının elinden her iş gelmeli sözünü savunan biri olarak, her kadının da her işin üstesinden gelebilecek güçte ve kabiliyette olduğuna yürekten inanıyorum.
Çünkü hayatın kadına ne sürprizler getireceği belli olmuyor.
Kadın güçlü ve yetenekli olmak zorundadır.
Böyle de olmak zorunda bırakılmıştır.
Bir gün dolaşmak için evden çıktım ve yol boyu giderken, sırtlarına odun yüklemiş üç kadının geldiğini görünce onlarla konuşmak için yolun kenarına geçtim.
Bana yaklaştıklarında selam verdim ve onlarla birlikte yürümeye başladım.
Hatta içlerinden birini de tanıyordum.
"Hayırdır? Bu odunları siz mi yapıyorsunuz?" dedim.
"Evet" dedi biri alnından akan terini silerek.
"Eşleriniz nerede? Onların işi değil mi bu?" diye sordum.
Biri "Evde yatıyor" dedi, öbür ikisi "Kahvede pişpirik oynuyor" dedi.
"Oh ne iyi yahu. Hem çalışmıyor, yatıyorlar. Hem de odunu bile size yüklüyorlar" dedim.
"Ne yapalım. Çocuklar var. Onlar üşümesin diye gidiyoruz oduna" dediler.
"Nerelisiniz?" dedim.
"Tonyalıyız" dediler.
"Tamam ya. İşte bu. Bir daha dünyaya erkek olarak gelirsem üç tane Tonyalı kadın alıcam.
Biri ahıra hayvanlara, biri evde çocuklara, biri de dışarda tarlaya, oduna.
Ben de yan gelip yatarım" diye söyleyince, "Sen bizi al. Söz biz sana geliriz" dediler güldük.
Güldüler yine de ağlanacak hallerine...
Şimdi bu kadınlar sizce erkek Fatma mı?
Ne erkeği be...
Kadın gibi kadın bunlar.
Eşinin asli sorumluluklarını dahi yuvası ve çocukları için yüklenen kadın gibi kadınlarımız.
Ellerinden her iş gelmek zorunda ve hayatla tek başına mücadele etmek zorunda bırakılmış kadınlarımız.
Kimi tarla, bahçe yevmiyesinde, kimi fabrikada çalışma peşinde.
Eşi çalışıp evine bakmadığı için çalışmak zorunda olan çok kadın tanıyorum ben.
Okumak istemiş, kız olduğu için okula gönderilmeyen ama genç kız olunca eve para getirsin diye işçi olarak çalıştırılan, evlenince de çalışmaya devam edip aylak kocasına bakan kadınlar tanıyorum ben.
Ve o adamlar da utanmadan orada burada gezerler, akşam eve gelip karısının ,kızının kurduğu sofraya otururlar.
Sonra da "Erkek Fatma" diye kadına lakap takılsın.
Yine söylüyorum.
Ne erkeği be...
Kadın gibi kadın bunlar.
Hayat mücadelesinde bir erkeğe ihtiyacı olmadığı halde, yine de kimi yuvasının düzenini bozmamak için, kimi şiddetten korktuğu için her işin üstesinden gelmeye çabalayan kadın gibi kadın bunlar.
Ne erkeği be...
Allah'a emanet olun...