Bülbül’den Uncuoğlu’na gönderme:
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin çatı adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’na Sakarya’dan %50’nin üstünde oy çıkar” diyen Başkan Bülbül, “Erdoğan’ın ilk turda işi zor, ikinci tur PKK ile işbirliğine bağlı” şeklinde konuştu.
İşte “Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa yerine geçecek kişi sadece piyon olur” diyen MHP İl Başkanı Bülbül’ün canlı yayında yaptığı o çarpıcı açıklamalar:
“CİDDİ SIKINTILAR KAPIDA”
“Türkiye açısından bir ilk yaşanıyor. Bugüne kadar parlamenter rejimde meclis tarafından seçilmiş olan Cumhurbaşkanını halk seçmiş olacak. Bu konu yasal düzenleme ile gündeme gelmiş olsa da, bunun sıhhatli bulmadığımız çok yönü var. İleride ciddi sıkıntıların yaşanacağını düşünüyorum. Sayın Bahçeli Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve genel seçimleri süreç olarak değerlendirmişti.
Türkiye’de Ak Parti’nin ve özellikle Başbakanın Cumhurbaşkanlığına geçiş süreci ile kendi menfaatlerine gibi görünen ama, millet menfaatine ters gelen bu düzene mani olma noktasında çalışmalar yapılması gerektiğini ve MHP nin önemli rol üstleneceğini söylemişti. Bu çerçevede 30 Mart seçimlerinde %44’lük kesimin oyunu alan Ak Parti’nin, milletin tamamen kutuplaştırdığını, Başbakanın Cumhurbaşkanlığı makamına gelmesinin zararlar getirebileceğini ifade etmişti. Olması gereken Cumhurbaşkanı tipi ile, olmaması gerekeni tarif etmişti. Olmaması gerekeni tarif ederken de, sayın Erdoğan’ı ima etmiş ve STK’larla irtibata geçmişti. Muhalefetin desteği ile aday tespitine gitmiş, diğer siyasi partilerin de kabulü ile mutabakat adayı olarak sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ismi açıklanmıştı. Bu durum, siyasi anlamda da önemliydi. Siyasi partilerin ittifakı, demokrasi tarihi açısından da kayda değerdi. Sanki çantada keklik zihniyetiyle “Gül mü, yoksa Erdoğan mı?” ortamı yaratılmıştı. Şimdi ise genel başkanımızın başarısı ve siyasi parti liderlerinin sayesinde ülkenin gelecekte önünü açacak hamlelere imza atacak bir ismin önü açılmıştır diye düşünüyorum.
“ERDOĞAN’IN HAYATI ÇELİŞKİYLE DOLU”
Başbakana oy verip destek veren elbette büyük bir kesim var. Erdoğan aday olmamalı derken, ülkenin içinde bulunduğu ortam, iç ve dış siyasi gelişmeler değerlendirildiğinde, milleti kucaklayacak, vatanın bölünmez bütünlüğünü hiç kimseye tartışmaya açtırmayacak, terörle ve teröristle müzakere etmeyecek, mücadele edecek bir yapıyı arzuladığımız ve ülkede böyle bir problem sözkonusu olduğu için “Erdoğan olmaz” diyoruz. Ne yazık ki hayatı bir çok çelişki ve tezatla doludur. Dün “Terörist başı ile görüşen şerefsizdir” denilen noktada, bugün son yasal düzenleme ile hükümetle görüşenleri cezai sorumluluğu olmayacaktır gibi bir düzenleme yapmaya mecbur kalmışlardır. Eli kanlı terörist başı ile müzakere yapan bir başbakan tarafından ülke yönetilir hale gelmiştir. Problemli olmadığı ülke kalmayan ve itibarı sarsılan bir ülke haline gelen bir ülkeden ve onun yönetiminden bahsediyoruz.
Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı adaylığı resmen açıklanırken yaptığı konuşmada “Bu bir devrimdir ve vesayet sona ermiştir” sözünü değerlendiren Bülbül şöyle konuştu:
“VESAYET ZOR KALKAR”
“Allah aşkına vesayet ne zaman sona erecek? 2002’den beri vesayeti sona erdirmek için mücadele veriyorlar, her seçimde sona erecek diyorlar. Bu vesayet ne zaman sona erecek, doğrusu merak ediyoruz. Mesele şu, “Bakın bizi istemiyorlar, yok etmek istiyorlar, biz Allah diyoruz, Peygamber diyoruz, biz Müslüman çocuklarıyız diyerek bir mağduriyet edebiyatı ile kendilerinin saf dışı bırakılması isteniyormuş gibi bir algı yaratarak, milletimizin mazluma karşı duyduğu hissiyatları sömüren bir anlayışla bugün ülke bu hale gelmiştir.. Artık konuşabileceğimiz bir vesayet kalmamıştır.
“MİLLETE KARŞI OYUN OYNANIYOR”
Dün Silivri’deki mahkumları, Ergenekon ve Balyoz Operasyonları ile tutuklananları ve haksız yere, uzun süre tutuklu kalıp da sonunda tahliyesi mecbur kalan insanları, dün o demir parmaklıklar arkasına gönderen anlayış… Ne bu anlayış? Onlar askeri vesayetçilerdi, bugün onların tahliyesine, hapse girmesinin sebebi olarak paralel yapıyı gösterip, sanki onları cezaevinden çıkaran ve onları kurtaran yapı olarak kendini göstermek suretiyle, dünün vesayetçilerini kendi eliyle dışarıya alıp bugün şakşakçılık yapma noktasına gelmiştir. Bugün millete karşı oynanan oyun açıkça bellidir.”
“AK PARTİ’NİN BAŞINA ANCAK PİYON GEÇER”
Hülya Sürücü’nün “Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse Ak Parti’nin başına kim geçer?” sorusunu yanıtlayan İl Başkanı Bülbül, “Kim geçerse geçsin piyon olur” dedi ve Erdoğansız bir Ak Parti için şunları söyledi:
“Toplumun bu tür meselelere vereceği tepkiyi tahmin edebiliriz elbet, ama bu noktada tahmin yürütmeyi k istemem. Parti içinde stratejiler oluştururken, bunların değerlendirmesini zaten yapıyoruz. Sayın Erdoğan bir siyasi parti içinde nerdeyse Peygamber ilan edildi. Milletvekilinin dediği gibi Allah’ın tüm vasıflarını taşıyor diye nitelendirildi. Böyle yansıtılan bir kişinin genel başkanlıktan ayrılması durumunda yerine gelecek birinin piyon olmaktan öteye gidebilme imkanı yoktur. Piyon olacak kişinin adını konuşmanın da bir anlamının olduğunu düşünmüyorum…”
Radyo Programında, çatı aday olarak Ekmeleddin İhsanoğlu isminin kararlaştırılmasının doğru olup olmadığını yorumlayan Muhammedn Levent Bülbül, şöyle konuştu:
“İHSANOĞLU HIRSIZ DEĞİL”
“Herkesin ağzında bir şey vardı. Çatı uçtu diyenler oldu. Herkesin beklentileri vardı, acaba dağ fare doğurur mu dendi? Ama İhsanoğlu ismi açıklandıktan sonra, en ufak bir yorum yapmaktan kaçındılar. Dağın fare doğurmadığı apaçık ortadaydı. Sayın İhsanoğlu aslen Yozgatlı. İyi bir eğitim almış, milli ve manevi değerlerine bağlı, uzun yıllar farklı kademelerde görev almış, dünya çapında, özellikle de İslam ülkelerinde büyük itibar gören biri.. Çalmamıştır, çırpmamıştır, hırsız değildir. Terörle müzakere edenlerden olmamıştır. Terörist başına “sayın” dememiştir. İmar rantlarının peşinde koşmamıştır, ailesini zengin etmemiştir, namuslu ve şaibeye bulaşmamış, diplomasi geçmişi ile uluslararası düzeyde kabiliyetli ve koltuğu doldurabilecek biridir”
“SAKARYA’YA GELİYOR”
Muhalefetin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumartesi günü Sakarya’ya geleceğini açıklayan Bülbül, İhsanoğlu’nun Sakarya programı için şunları söyledi:
“Programı kesinleştirmeye çalışıyoruz. Malum Ramazan ayındayız. İhsanoğlu Sakarya’ya akşamüstü gelecek, geniş katılımlı iftar organizasyonunda Sakaryalılarla buluşacak. Hanedan tesislerinde olacak iftara halkımız davet ediyorum. Bu iftar hiçbir siyasi parti bünyesinde değildir. Bizim desteklediğimiz bir aday olduğu için bu iftara topyekün katılacağız. Sayın İhsanoğlu Sakarya’da iken STK’larla görüşecek ve kanaat önderleri ile fikir alışverişinde bulunacak. İftar sonrası şehir merkezinde halkla buluşacak. Orhan Camii’de teravih namazını kılacak.”
Canlı yayında geçen hafta Detay Programına konuk olan Ak Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz’un “Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sakarya’dan %64 oy çıkar” tahminini değerlendiren Bülbül, İhsanoğlu için de %50’den fazla oy çıkar” tahmininde bulundu. Bülbül şunları söyledi:
“%43 BİRİNCİ TURDA YETMEZ”
“Herkesin tahmini kendine aittir. Adı üstünde tahmindir. Herhangi bilimsel bir araştırmaya dayanan veriler değildir. Sayın Yavuz Ak Partili bir vekildir, tabi ki öyle olsun isteyecektir. Bizim açımızdan şöyle bir gerçeklik var; Türkiye’de kurtuluş savaşı ilan ettikleri seçimden, Ak Parti ve Başbakan %43’lük bir oy oranı ile çıktı. Bu da birinci turda Cumhurbaşkanı olmaya yeter oy değildir. Fakat MHP’nin aldığı %17.90, CHP’nin aldığı % 26 eklendiğinde % 44’lük bir oy oranı yapmaktadır. Bu orana, bize destek veren ve vereceğini ifade edenlerin % 4 veya %5 lik oy oranını ve sempati oylarını da eklediğimizde, %50’yi geçen bu oranın daha da aşacağını tahmin ediyorum.
“İLK TURDA ERDOĞAN’IN İŞİ ZOR”
Dolayısıyla sayın İhsanoğlu’nun birinci turda daha şanslı olduğunu ve seçimi kazanacağını düşünüyoruz. Ta ki da Erdoğan ve PKK ile işbirliğine kadar… Müzakere süreci ve çözüm süreci dedikleri süreçte, beraber yol arkadaşlığı yaptıkları PKK’lıların Ak Partililere destek verdiklerini gördüğünde, çoğu Ak Partilinin Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a oy vermeyeceğini düşünüyoruz. . İnşallah böyle bir ittifakı Türk siyasi tarihi görmez.
Birinci turda sayın Erdoğan’ın kazanma şansı daha azdır. İkinci tura kalınırsa milletimiz daha çetin ve farklı bir mücadele görecektir diye düşünüyoruz.”
“%50’Yİ AŞAR”
Hülya Sürücü’nün “Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu Sakarya’dan % kaç oy alır?” sorusunu cevaplandıran Bülbül şöyle konuştu:
“Oy oranları çerçevesinde değerlendirmem gerekirse, MHP’ye bu seçimlerde %30.5 oranında oy çıktı. CHP %10’lar seviyesindeydi. Bu da kafadan %41 demek. SP’nin de iyi bir tabanı var. “Bizim çocuk” deyip Erdoğan’a oy veren, ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakana oy vermeyecek olanları da katarsak, İhsanoğlu’na olan sempati göz önüne alındığında, Demokrat Parti, BBP ve DSP’nin desteğiyle % 50’yi rahatlıkla aşabileceğimizi düşünüyorum”.
“DİL SÜRÇMESİ DEĞİL, BİLİNÇALTI”
Bir soru üzerine Ak Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün “Kendimi Öcalan’ın yerine koyuyorum” sözünü, Ak Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz’un da Üstün için “Sözleri yanlış anlaşılmak istendi. Kendisine haksızlık yapıldı” ifadesini yorumlayan İl Başkanı Bülbül şöyle konuştu:
“Bir terörist başı veya bir bebek katili denilen insan için empati geliştirmek arzusu varsa, veya bu arzu değil de dil sürçmesi şeklinde gelişiyorsa buna hayret etmek gerekir. Çünkü bölücübaşının ismi gündeme geldiğinde insanlarımızda beliren duygu bellidir. İsmi gündeme geldiğinde böyle bir lafı da arkasına ekliyorsanız, bundan millet gibi düşünmediğiniz, olaya onlar gibi bakmadığınız anlaşılır. Taşeron örgütün eli kanlı liderini ülkede baş tacı yapıp lider konumuna getiren parti kendi partileridir ve sayın Üstün de İnsan Hakları Komisyonu başkanıdır. Bu sözleri millet gibi bakmadığının göstergesidir. Bilinçaltının dışa vurumudur. Tıpkı Erdoğan’ın Öcalan’a “sayın” dediği gibidir. Bir dil sürçmesi değildir.
Bir soru üzerine seçimde beklenen sonucu alamadıkları için parti içinde tasfiyeye ve revizyona gittiklerine, Orhan Ünver ve Münir Kutluata’ya yakın isimler dışında yeni liste hazırlığı içinde olduklarına dair ortaya atılan iddialar ve yazılan haberleri yanıtlayan Bülbül, şunları söyledi:
“ÜNVER’E DE, KUTLUATA’YA DA EN YAKIN BENİM”
“Bu tür iddiaları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu tür iddiaların da ne maksatla ortaya atıldığını biliyoruz. MHP Sakarya’da bugüne kadar almış olduğu en fazla oyu almıştır, fakat arzu ettiği şekilde hanesine bir belediye yazdıramadı, bunun nedenlerini defalarca izah ettik. 2009 şartlarında ve belediye kanunları çerçevesinde olsaydı en az 5 belediyeyi alabileceğimizi söylemiştik. Seçimden sonra yorgunluğa düşmüş olan yerler varsa bunlarla alakalı revizyon çalışması olacağını beyan etmiştik. MHP yi daha ileriye taşıyacak ve daha genç bir kadro oluşturmaktan başka niyetimiz olmadığını dile getirmemize rağmen, küskün bir kesim yaratmak adına kasıtlı olarak bu tür iddialar dile getiriliyor. İlçe başkanlarıyla istişare ile bu değişimleri yapıyoruz. Orhan Ünver veya Kutluata’ya yakın isimler derken neyi kastettiklerini de anlamış değilim. Ünver’e de Kutluata’ya da en yakın isim benim. Küskün grup yaratılmak isteniyor. Karşılıklı anlayış ile değişimleri gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla MHP’de “şucu-bucu” demek olmayacaktır, ayrıca şahıslar üzerinden siyaset yapmak anlayışı MHP’de yoktur.”
Geyve, Hendek ve Akyazı bölgelerinde yaşanan sel felaketi ve can kaybını da değerlendiren İl Başkanı Bülbül, bir soru üzerine MHPli Erkal Etçioğlu’nun DSİ’yi eleştiren sözlerini yorumlarken şöyle konuştu:
ETÇİOĞLU’NU SAVUNDU
“Sayın Etçioğlu “DSİ sorumlu” derken Dsi ile bu yapıların devredildiği büyükşehir belediyesinin bu süreçte dere yatakları, havzalar, taşkın bölgeyle alakalı bir çalışma içinde olması gerektiğini, DSİ’nin bu noktada riskli alanları tespit etmesi gerektiğini, ama büyükşehirin de bu alanlara ilişkin bir harita oluşturmasının şart olduğunu, ilçe belediyelerinin de ruhsat verilirken bunları esas alması gerektiğini, ancak dere yataklarında taşkın olabilecek yerlerde yapılaşmaya müsaade edildiğini, rekreasyon adı altında dere yataklarının daraltıldığını söyledi. Bunları biz de ifade etmiştik. Sel baskınlarının önlenebilmesi için yapılmış çalışmanın olmadığı aşikardır. Bugün Geyve’deki can kaybı dere yatağına taşkın bölgesine yapılan bir tavuk çiftliğindeki personelin ölümü idi. Bunu herkes biliyor”.
Canlı yayında Sapanca Gölü’nden su çekilmesi ve TÜPRAŞ’ın yatırım hazırlığı konusuna da değinen MHP İl Başkanı Bülbül şunları söyledi:
“HODRİ MEYDAN!”
“Halkın dikkatinden bu meseleler kaçırılmaya çalışılıyor. Tüpraş Sapanca Gölü’nden su çekiyor. Çektiği suyu iki katına çıkaracağını beyan etmişken, SASKİ genel müdürü sayın Rüstem Keleş Kocaeli Sular İdaresi ve Saski’nin kullanım hakkı olduğunu, bunun dışındakilerin korsan olduğunu ifade etmişti. “Korsan iş yapanlar varsa gider kilit vurursunuz” demiştik. 7 milyon metreküp az bir su mu? Sakarya’nın toplam Sapanca Gölünden kullandığı suyun dörtte biri... Hadi diyorum hodri meydan gerekeni yapın. Bedelini öderiz diyorlar… Vatandaşı korsan ifadelerle kandırmanın alemi yok. Su seviyesi tehlikeli boyuta geldi, yakında temiz su içemeyeceğiz. “Kuraklıktan dolayı oldu, Ballıkaya’dan su gelecek” diyorlar. Sorumluluk makamında olan insanın savunması böyle olur mu? Göle nasıl kıyıyor, nasıl gözden çıkarıyorsunuz? İçimiz acıyor. Sapanca meselesi siyaset üstü meseledir, bundan rant bekleyen yoktur, ama sorunun ivedilikle çözümünü bekliyoruz”.
UNCUOĞLU’NA GÖNDERME…
Radyo programında İl Danışma Meclisi toplantısında muhalefet masaüstü siyaset yapıyor. Otomatiğe bağlamışlar gibi her Çarşamba toplanıyorlar” diyen Ak Parti Sakarya İl Başkanı Recep Uncuoğl’na yüklenen Bülbül, Uncuoğlu için “Sokakta kahraman, masada emir eri” benzetmesinde bulundu. İl Başkanı Bülbül Uncuoğlu için şöyle konuştu:
“MASADA EMİR ERİSİNİZ”
“Nazara geldik galiba, geçen Çarşamba toplantımızı yapamadık, dua etti sanırım… Tabi bunu latife olarak söylüyorum. Koltuk üstü, masaüstü siyaset yapmak bizim işimiz değil, biz milletimizle beraberiz. Fakat dikkat etsinler, onlar sokakta kahraman gibi dolaşıp, koltuğa oturup masa başına geçtikleri zaman emir eri gibi hareket etmekten başka siyasi faaliyetleri olmadığı için onların asıl masa başı çalışmalarına dikkat etmeleri gerekir.
“KOLLARI YALAMA OLDU”
Onların Milletvekilleri ve meclis üyelerinin kolları indir kaldır yapmaktan yalama olmuştur. Onun için halk adına yaptıkları bir şey yoktur. Erkal Etçioğlu’nun sel ve baskınlarla alakalı konuşma yapıp, tedbir alınması gerekir dediği toplantıda, Ak Parti Grubu’ndan tek söz alınmış ve gündem dışı olarak talep edilen bir tek şey, “koltuklarımızın kolçakları bizi rahatsız etmektedir, bunlar düzeltilsin” olmuştur. Bu mudur millet adına siyaset yapmak? Bu mudur milletle beraber olmak, milli iradenin yanında olmak? Biz milletin derdi ile dertlenen, sevinciyle sevinen insanlar ve siyasiler olmak zorundayız. Millet adına siyaset de ancak bu şekilde yapılır. Kendisinin yaptığı açıklamaların, bizim bu toplantılarda ifade ettiğimiz hususlara cevap verme noktasında olamayışından kaynaklandığını düşünüyorum.”