Hendek Gündem
2025-02-08 10:23:26

Merhaba Değerli Gönül Dostlarım

YUSUF DURDURMUŞ

08 Şubat 2025, 10:23

Toplumun gerçek anlamda ne kadar ileri olduğunu, en çok ihtiyaç duyanlarına

davrandığından anlayabiliriz.

Görme engelli birinin hayatı, bazen bizim için basit bir adım, belki de bir yol tarifi kadar sıradan olabilir.

Fakat o kişinin dünyasında, her bir adım bir engel, her bir yön bir bilinmezdir.

Hepimiz bir yolculuktayız, ancak yolculuğumuz farklı.

Bazen karşımıza çıkan engeller, fiziksel değil, duygusal ve psikolojik bariyerler olabilir. Bu engellerin içinde en önemli şey, bir kişinin yalnız olmadığını hissettirmek, ona yalnızca yardım elini uzatmak değil, aynı zamanda onun bir insan olarak değerini, varlığını onurlandırmaktır.

Bir görme engelliye adres tarif ederken, “ilerideki pembe binanın solundan dönün” demek, aslında ona hiç konuşmamış gibi davranmaktır.

 O, pembe binayı ya da o sokağı göremez. Onun için her şey bir ses, bir dokunuş, bir yönlendirmedir. Onun dünyasında, sesler gerçeklerin yerini tutar.

“Bu kaldırımdan üç sokak ilerleyip karşıya geçin, önünüze gelen ilk sokağa girin” demek, ona sadece yol tarif etmek değil, ona güven duygusunu vermek, ona cesaret aşılamaktır. Kendi yolunu keşfetmesi için ona bir anahtar sunmaktır. Bu, aslında onun kalbine dokunmaktır.

Hepimizin hayatında bir dönüm noktası vardır. Bir görme engelli için her adım, bir keşif, her yönlendirme, bir adım daha fazla özgürlüktür.

 Onun dünyasında, göremediği her şey bir engel, ama sizin ona verdiğiniz her doğru yönlendirme, o engeli aşma gücü sağlar. Düşünün, bir sokakta kaybolmuş bir insanın içindeki korkuyu.

O korku, onu yalnız bırakma, başarısız olma korkusudur. Ama siz ona “ben buradayım, sana yardımcı olacağım” dediğinizde, o korkuyu alırsınız ve yerine bir güven hissi bırakırsınız. Yalnızca yönlendirmek değil, ona bir güven vermek, onun içindeki cesareti ortaya çıkarmak, onun kendini bağımsız hissetmesini sağlamak çok daha derindir.

Bir resmi kurumda karşılaştığınızda, ona “şu sandalyeye otur” demek, aslında ona sadece bir yer tarif etmek değil, ona kimliğini ve bağımsızlığını da teslim etmektir.

Her yönlendirme, her kelime, aslında ona daha fazla değer verdiğinizi gösterir. “Sağınıza üç adım atarsanız, sandalyeyi bulursunuz” demek, ona sadece bir yön tarifi yapmak değil, onun özgürlüğüne olan saygıyı gösterir.

Onun kendi yolunu bulması için ona olan inancınızı açığa çıkarırsınız. Bir insanın kendi başına yapabileceği şeylerin sınırlarını çizmeyin. Her yönlendirme, her dokunuş, ona “sen yeterlisin” demek gibidir.

Tokalaşmak… Bir görme engellinin elini bulmak, aslında ona ulaşmak, onun içindeki dünyaya dokunmaktır. Bir insanla tokalaşmak, belki de duygusal olarak en derin bağlardan birini kurmaktır.

O an, sadece ellerinizin bir araya gelmesi değil, iki ruhun buluşmasıdır. O kişiye elinizi uzatmak, ona değer verdiğinizi, ona saygı gösterdiğinizi hissettirmektir. Bazen ellerin arasında sözcüklerden daha fazla anlam vardır. O an, dünya sadece o dokunuşa sığar.

Ama en önemlisi, bir görme engelliyle iletişim kurarken, onu yalnız hissettirmemek, ona görünmeyen dünyasında bir arkadaş, bir rehber olmaktır.

 Omzuna nazikçe dokunarak, ona yaklaşmak, “ben buradayım” demek, aslında insanın varlık anlamını hatırlatmak gibidir. Hepimiz, bazen yalnız hissedebiliriz; bazen kaybolmuş olabiliriz.

 Ama birinin omzumuza dokunarak, bize seslenmesi, o an kaybolan her şeyi geri getirir. Empati, başkasının dünyasında bir yolculuğa çıkmak, o kişiyi anlamak ve o dünyaya kendini dâhil etmektir.

 Bir insanın yalnızca gözleriyle değil, kalbiyle de görmek gerekir. Birinin içinde kaybolan korkulara dokunmak, onlara yol göstermek, hayatlarını kolaylaştırmak için bir adım atmak… Bunlar, gerçek yardımın derinlikleridir.

İçinde bulunduğumuz bu dünyada, her birimizin hissetmeye, anlamaya ve yardım etmeye ihtiyacı vardır. Yardım etmek, yalnızca birine el uzatmak değil, aslında kendimize de yardım etmektir.

Çünkü bir insanın dünyasına dokunduğunuzda, aslında kendi dünyanıza da bir ışık katmış oluyorsunuz. Unutmayın, her küçük iyilik, her küçük dokunuş, bir insanın yaşamına büyük bir anlam katabilir. O anlam, bir ömre bedel olabilir.

Birlikte, her adımda, her dokunuşta daha derin bir anlayış, daha büyük bir sevgi yaratabiliriz. Toplumun gerçekten büyük olabilmesi için, her birimize düşen sorumluluk, diğerlerinin yükünü hafifletmektir.

 Bu, yalnızca bir insanın yaşamını değiştirmekle kalmaz, tüm toplumu dönüştürür. Çünkü gerçek anlamda yardım etmek, sadece birine değil, tüm insanlığa yapılan bir hediyedir.

SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.