Hendek Gündem

Benim İçin Fenerbahçeli Diyorlar Ama Ben Sakaryaspor’luyum

KÜLTÜR

Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin son programında futbol duayeni Yılmaz Vural sevenleriyle bir araya geldi.

AKM’de konuşan Sakaryalı teknik adam, “Bana Fenerbahçeli deseler de ben Sakaryaspor’luyum. Burada doğdum, futbolu burada sevdim. Futbol her kesimden insana, her şeyi unutturdu ve ortak bir yerde buluşturdu. Bu ülkede genç potansiyel, dinamizm var. Çok çalışıp bunu değerlendirmeliyiz” dedi. Başkan Yüce de, hediye takdim ettiği Vural’la geçen anılarını anlattı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi, sosyal ve kültürel programlarına aralıksız devam ediyor. Her bir kültür ayında Türkiye’nin yakından tanıdığı isimleri ağırlayan Büyükşehir, son olarak futbolun duayeni, Sakaryalı teknik direktör Yılmaz Vural’ı AKM’de misafir etti. Programa Başkan Ekrem Yüce, İl Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Sıddık Savaşçı, Büyükşehir bürokratları ve sporseverler katıldı. Söyleşide sevenleriyle buluşan Vural, Türkiye’de futbolun yerini ve yaşamı boyunca bu alanda edindiği tecrübeleri anlattı. Çocukluğunun geçtiği Sakarya’ya duyduğu sevgiyi anlatan Vural, şehrin şu anki merkezinde dünyaya geldiğini ve Orhan Camii’nde dini eğitim aldığını belirtirken, futbola olan tutkusunun da Adapazarı’nda yaşadığı anılarla başladığını söyledi. Ayrıca Vural, Türkiye’nin son dönemde spor alanında çok iyi imkânlara sahip olduğunu, genç ve dinamik bir nesli değerlendirmek için çok çalışılması gerektiğini vurguladı.

Futbolu bana gol olunca camdan atlayan akrabam sevdirdi

Futbolu kendisine gol olduğunda camdan atlayan halasının oğlunun sevdirdiğini anlatan Vural, “Ben Kolağzı Sokak’ta doğmuş, Orhan Camii’nde dini eğitimi almış bir vatandaşım. Sakarya’nın yerlisiyim. Sakarya isminin geçtiği her yerde duygulanır ve onurlanırım. 6-7 yaşlarında halamın oğlu Fenerbahçe gol atınca camdan aşağı atlardı. Bizi futbol hastası yapan kişi odur. Ali Koç, Fenerbahçeli olduğumu söylemiş fakat ben Sakaryaspor’luyum. Futbol adamı olmaktan mutluyum. Futbol sadece spor olayı değildir. Harika bir sosyal olaydır. Her sosyal sınıftan insanın bir araya gelip birbirine sarıldığı bir olaydır. Biz de bu sosyal olayı yönetmeye çalışanlardan biriyiz. Türkiye’nin her bölgesinde çalıştım, bazı şehirlerde birden fazla çalıştım. Müthiş bir ülkedeyiz, müthiş bir kültüre sahibiz. Halkımız müthiş yardımsever. Türkiye’de 20 milyon çocuk var. Genç potansiyel var, dinamizm var. Harika statlar ve tesisler yapıldı. Çalışıp, bunu değerlendirmeliyiz. Çok fazla ülkede bulunduğum için doğrusuyla yanlışıyla kıyaslayabiliyorum. Her alanda nitelikli birey yetiştirmek gerekiyor, bunun için yapılacak işler var, bildiğimiz kadarıyla anlatıyoruz” dedi.

Türkiye bu alanda önemli bir birikime sahip

Yılmaz Vural, Türkiye’nin spor alanında önemli imkânlara sahip olduğunu ifade ederek, “Eskiden krallık döneminde köylülerin güçlü olan çocuklarını arenada toplayıp birbirine kırdırıp birinci olana bir torba altın verirdi. Halk deşarj olurdu orada. İngilizlerde yıllar sonra bu anlamda futbolu çıkardı. Halkı deşarj etmek için futbolu icat etti. Gol oluyor, rektör öğrenciye sarılıyor, gol oluyor patron işçiye sarılıyor. Sosyal sınıfları birleştiriyor. Mesela dünya üçüncüsü olup yurda döndüğümüzde üstü açık otobüsle taksime gittik. Her sınıftan, her düşünceden, her dinden, dilden, ırktan insan aynı sevinci yaşadık. Her şeyi unutuldu ve insanlar ortak paydada buluştu. Futbol insanlara her şeyi unutturarak ortak paydada buluşturdu. Futbol böyle büyük bir güç unsurudur. Küme düşme hattındaki takımlara gitmek zor. Bize de sürekli böyle takımlar denk geliyor. Zoru yönetmek zorunda kalıyoruz. Bazılarını kurtarıyoruz, bazılarını da kurtaramıyoruz. Zor bir iş ama biz zoru seviyoruz” diye konuştu.

Yılmaz Hocam futbolu oynatmıyor, adeta yaşatıyor

Söyleşi boyunca Vural’ı salonda dinleyen Başkan Ekrem Yüce, hediye takdim ettiği teknik adamla tanışma hikâyesini anlatırken, “Yılmaz Hocam, futbolun Türkiye’deki en önemli değerlerinden bir tanesidir. Her yönüyle muhteşem bir insandır. Bu alanda bu kadar teknik donanıma sahip başka bir isme rastlamak gerçekten zordur. Tanışma hikâyemiz Çaykur Rizespor’da oldu. Bizlere sporu sevdirdi, medeniyetleri harmanlayan, karakteri güçlü bir insandır Yılmaz Vural. Teknik adamlık yaptığı dönemde Rize’de futbolu oynatmadı, adeta bizlere yaşattı. Bu yüzden onun gibi kıymetli insanlara sahip çıkıp, bu ülkeye değer katmaları için öncü olmalıyız. Bu ülkenin çok güçlü bir gençliği var, inancı var, yeteneği var. Hep birlikte çalışırsak dünyanın konuştuğu bir spor coğrafyasına dönüşebiliriz. Hocamla başka bir programda buluşmayı temenni ediyor, kendilerine çok teşekkür ediyorum” dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.